Sazova Parkı, sabah saatlerinde çocuk kahkahaları, gezgin sesleri ve kuş cıvıltılarıyla dolup taşarken, genç bir adam sessizce Masal Şatosu’nun merdivenlerinde oturuyordu. Kalabalığın içinden sıyrılan ince yapılı, açık tenli bir kadın dikkatini çekti. Elinde bir kitap, sırtında küçük bir çanta ve yüzünde anlamlı bir tebessüm… Yanına oturdu, sayfayı çevirmeden konuştu: “Ben 24 Yaşında Escort Ceren. Masallar sadece çocuklar için değildir.”
Ceren’in ses tonu huzur vericiydi. Gözlerinde bir dinginlik, duruşunda ise karşısındakine alan tanıyan bir incelik vardı. Adam, onunla sohbet etmeye başladığında kendini masalsı bir hikâyenin içinde hissetti. Ceren, edebiyatla ilgilenen, duygusal zekâsı yüksek, ama aynı zamanda arzularına da yabancı olmayan bir kadındı.
Parkın göl kenarına doğru yürüdüler. Gölgelik bir alanda çimlere oturdular. Sohbet derinleştiğinde Ceren geçmişinden bahsetti: nasıl bu işi seçtiğini, neden 24 yaşında hala kendi kararlarıyla hayatını kurduğunu, bu meslekte en çok neleri sevdiğini… Onunla birlikte olmak, yalnızca fiziksel bir deneyim değil, zihinsel bir uyumdu.
O anki yakınlık doğal bir şekilde ilerledi. Ceren, yavaş ama net adımlarla teması yönlendirdi. Ne bir adım geri durdu, ne de acele etti. Adam onunla sadece ten temasında değil, zamanın içinde de kayboldu. Bir park, bir bank, bir masal… Ve bu masalda prens yoktu; sadece cesur bir kadın ve onunla göz göze gelen bir adam vardı.
24 Yaşında Escort Ceren’le geçireceğin bir gün, masal sayfalarında değil; Eskişehir’in kalbinde yazılan, gerçek ama unutulmaz bir hikâyeye dönüşür.